13 Eylül 2015 Pazar

İngilizce Deyimler ve İfadeler 9


take off (9)


= to spend (time) away from work or an activity
    to take time off from work; stop working temporarily
    to withhold service

= izne çıkmak, izin yapmak, izin kullanmak
    çalışmamak, hizmet vermemek, dinlenmek

ingilizce izin almak izne çıkmak izin yapmak izin kullanmak
take off phrasal verb


* I am taking off from work today because of the funeral.
  (Cenaze dolayısıyla bugün işten izin aldım/ bugün izinliyim/işe gitmiyorum/işte olmayacağım.)

* I'm taking off three days in May.
  (Mayıs'ta üç gün iznim var/üç gün izin yapacağım.)

* He took off from work for an hour in order to go to the dentist.
  (Dişçiye gitmek için bir saatliğine işten/iş yerinden izin aldı.)

* I took a paid day off yesterday.
  (Dün bir gün ücretli izin kullandım/yaptım/aldım.)

* I took three days off to move house.
  (Taşınmak için/Evimi taşımak için üç gün izin aldım/kullandım.)

* They fed me a line about Monday being a holiday, so I took the day off, and it wasn't.
  (Pazartesi tatil diye beni kandırdılar/bana yutturdular, ben de o yüzden işe gitmedim, ama o gün tatil değildi/iş vardı.)

* I took last week off and now I have a lot of work to do.
  (Geçen hafta izin yaptım/işte değildim, şimdi bir sürü iş beni bekliyor/yapacak bir sürü işim var.)

* Tom took some time off to travel to Thailand.
  (Tom Tayland'a gitmek için biraz/bir kaç gün izin aldı.)

* I was wondering if it would be OK if I took tomorrow off.
  (Yarın izin almamın/yapmamın bir sakıncası var mı?)
  (Yarın izin alabilir miyim/yapabilir miyim?)

* I haven't taken any time off yet this year.
  (Bu sene henüz/daha hiç izin yapmadım/kullanmadım.)

* I rang my boss and arranged to take some time off.
  (Patronumu arayıp biraz/bir müddet/bir iki gün izin aldım.)

* Susan isn't here today. She's taking today and tomorrow off.
  (Susan bugün gelmedi/burada değil. Bugün ve yarın izinli/işte olmayacak.)

* If you take off for Thanksgiving you must work Christmas and vice versa.
  (Eğer Şükran Günü izin yaparsan, Noel'de çalışman gerekir ya da tam tersi.)
  (Şükran Gününde izin yaparsan Noel'de çalışmak zorundasın veya Noel'de izin yaparsan da Şükran Günü çalışmak zorundasın.)

* He decided to let his mother take a night off from cooking, so he took her and his siblings out to dinner.
  (Annesi bir akşam yemek yapmayıp dinlensin diye onu/annesini ve kardeşlerini yemek yemeğe dışarıya çıkardı/götürdü.)

* I've decided to take next semester off and travel and write.
  (Önümüzdeki dönem çalışmayıp/izin kullanıp gezmeye/seyahat etmeye ve yazmaya karar verdim.)

* Jamie took three days off to go skiing in the mountains.
  (Jamie dağlarda kayak yapmak için üç gün izin aldı.)

* I will have to take off from work to go to the doctor.
  (Doktora gitmek için işten izin almam gerekecek/izin almak zorundayım.)

* I want to take some time off from work and paint the house.
  (İşten biraz/bir iki gün izin alıp evimi boyamak istiyorum/boyama niyetim var.)

* Ken took off from work when he was ill.
  (Ken hastalandığında/hastayken işten izin aldı/çalışmadı/işe gitmedi.)

* He has never taken a day off in twenty years. He's our best employee.
  (Yirmi yılda bir gün asla izin kullanmadı/işe gelmemezlik yapmadı. O bizim en iyi elemanımız/personelimiz/çalışanımız.)

* I'm going to take a couple of days off to visit my parents.
  (Anne babamı ziyaret etmek için bir kaç gün izin yapacağım/alacağım/kullanacağım.)

* Would it be possible for me to take a few days off next week?
  (Gelecek/Önümüzdeki hafta bir kaç gün izin almam/kullanmam/yapmam mümkün mü?)
  (Gelecek/Önümüzdeki hafta bir kaç gün izin kullanabilir miyim/alabilir miyim?)

* I'm taking a couple of days off from work to spend with my children.
  (Çocuklarımla zaman geçirmek/beraber olmak için işten bir kaç gün izin alacağım.)

* She took a year off after having a baby.
  (Bebeği olduktan/Doğum yaptıktan sonra bir sene çalışmadı/bir yıl izin kullandı.)

* Under the new law, husbands can take days off to care for their children.
  (Yeni yasalara göre, kocalar çocuklarına bakmak/çocuklarını büyütmek için izin alabilirler/kullanabilirler/alabilecekler/kullanabilecekler.)

* I'm taking Monday off to go to London.
  (Londra'ya gideceğim için Salı günü çalışmıyorum/izin yapacağım/işte olmayacağım.)

* We haven't taken any time off since last summer.
  (Geçen yazdan beri hiç izin yapmadık/kullanmadık/izne çıkmadık.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder