Learning English With Songs
Go West / Pet Shop Boys
Come on, come on, come on, come on
(haydi, haydi...)
(Together) We will go our way
(birlikte) (kendi yolumuza gideceğiz)
(Together) We will leave someday
(birlikte) (birgün/günün birinde yola çıkacağız/buralardan ayrılacağız/buraları terk edeceğiz)
(Together) Your hand in my hand
(birlikte) (el ele tutuşup.)
(Together) We will make our plans
(birlikte) (planlarımızı yapacağız)
(Together) We will fly so high
(birlikte) (çok yükseklere uçacağız)
(Together) Tell all our friends good-bye
(birlikte) (bütün arkadaşlarımıza veda edeceğiz)
(Together) We will start life new
(birlikte) (yeni bir hayata başlayacağız)
(Together) This is what we'll do
(birlikte) (yapacağımız şey işte bu)
(Go West) Life is peaceful there
(Batı'ya git) (hayat/yaşam orada rahat/huzurlu/dingin/sakin)
(Go West) In the open air
(Batı'ya git) (açık havada)
(Go West) Where the skies are blue
(Batı'ya git) (gökyüzünün mavi olduğu)
(Go West) This is what we're gonna do
(Batı'ya gitmek) (yapacağımız şey işte bu)
***
(Go West, this is what we're gonna do, Go West)
(Batı'ya gitmek, yapacağımız şey işte bu, Batı'ya gitmek)
(Together) We will love the beach
(birlikte) (sahile bayılacağız/sahil çok hoşumuza gidecek)
(Together) We will learn and teach
(birlikte) (öğrenip öğreteceğiz)
(Together) Change our pace of life
(birlikte) (yaşam tempomuzu değiştireceğiz)
(Together) We will work and strive
(birlikte) (çalışıp çabalayacağız)
(I love you) I know you love me
(seni seviyorum) (beni sevdiğini biliyorum)
(I want you) How could I disagree?
(seni istiyorum) (aksini nasıl söyleyebilirim ki?)
(So that's why) I make no protest
(işte bu yüzden) (karşı çıkmıyorum/itiraz etmiyorum)
(When you say) You will do the rest
(dediğinde/söylediğinde) (gerisini yapacağını/bundan sonrasını ben halledeceğim)
(Go West) Life is peaceful there
(Go West) In the open air
(Go West) Baby you and me
(Batı'ya gitmek) (sevgilim sen ve ben)
(Go West) This is our destiny
(Batı'ya gitmek) (bu bizim kaderimiz)
(Go West) Sun in wintertime
(Batı'ya git) (kışları güneşli/sıcak)
(Go West) We will do just fine
(Batı'ya git) (gayet iyi olacağız/rahat edeceğiz)
(Go West) Where the skies are blue
(Go West, this is what we're gonna do)
There where the air is free
(orası özgürce yaşanılan/dolaşılan yer)
we'll be (We'll be) what we want to be
(olacağız, olmak istediğimiz şey olacağız)
Now if we make a stand
(şimdi mücadele edersek)
we'll find (We'll find) our promised land
(cennetimizi buluruz/cennetimize kavuşuruz)
(I know that) There are many ways
(biliyorum) (bir çok yolu olduğunu)
(To live there) In the sun or shade
(orada yaşamanın) (güneşte veya gölgede)
(Together) We will find a place
(birlikte) (bir yer bulacağız)
(To settle) Where there's so much space
(yerleşmek için) (çok fazla odanın/geniş geniş odaların olduğu)
(Without rush) And the pace back East
(sıkış tıkış olmadan) (ve memleketimiz Doğu'nun temposu olmadan)
(The hustling) Rustling just to feed
(koşuşturmak olmadan) (gayret etmek olmadan sırf/sadece beslenmek için)
(I know I'm) Ready to leave too
(biliyorum) (gitmek için ben de hazırım)
(So that's what) We are gonna do
(işte bu) (Yapacağımız şey)
(What we're gonna do is
Go West) Life is peaceful there
(Go West) There in the open air
(Go West) Where the skies are blue
(Go West) This is what we're gonna do
(Life is peaceful there) Go West
(In the open air) Go West
(Baby, you and me) Go West
(This is our destiny)
Come on, come on, come on, come on
(Go West) Sun in wintertime
(Go West) We will feel just fine
(Go West) Where the skies are blue
(Go West) This is what we're gonna do
(Come on, come on, come on, come on)
(Go West)
---------- --
* to make a stand
= direnmek, direnerek savaşmak/mücadele etmek, karşı durmak
- He refused to accept it anymore and he decided to make a stand.
(Daha fazla kabullenmeyi reddedip direnmeye/karşı koymaya karar verdi.)
- We have to make a stand.
(Direnmeliyiz/karşı koymalıyız.)
(haydi, haydi...)
(Together) We will go our way
(birlikte) (kendi yolumuza gideceğiz)
(Together) We will leave someday
(birlikte) (birgün/günün birinde yola çıkacağız/buralardan ayrılacağız/buraları terk edeceğiz)
(Together) Your hand in my hand
(birlikte) (el ele tutuşup.)
(Together) We will make our plans
(birlikte) (planlarımızı yapacağız)
(Together) We will fly so high
(birlikte) (çok yükseklere uçacağız)
(Together) Tell all our friends good-bye
(birlikte) (bütün arkadaşlarımıza veda edeceğiz)
(Together) We will start life new
(birlikte) (yeni bir hayata başlayacağız)
(Together) This is what we'll do
(birlikte) (yapacağımız şey işte bu)
(Go West) Life is peaceful there
(Batı'ya git) (hayat/yaşam orada rahat/huzurlu/dingin/sakin)
(Go West) In the open air
(Batı'ya git) (açık havada)
(Go West) Where the skies are blue
(Batı'ya git) (gökyüzünün mavi olduğu)
(Go West) This is what we're gonna do
(Batı'ya gitmek) (yapacağımız şey işte bu)
***
(Go West, this is what we're gonna do, Go West)
(Batı'ya gitmek, yapacağımız şey işte bu, Batı'ya gitmek)
(Together) We will love the beach
(birlikte) (sahile bayılacağız/sahil çok hoşumuza gidecek)
(Together) We will learn and teach
(birlikte) (öğrenip öğreteceğiz)
(Together) Change our pace of life
(birlikte) (yaşam tempomuzu değiştireceğiz)
(Together) We will work and strive
(birlikte) (çalışıp çabalayacağız)
(I love you) I know you love me
(seni seviyorum) (beni sevdiğini biliyorum)
(I want you) How could I disagree?
(seni istiyorum) (aksini nasıl söyleyebilirim ki?)
(So that's why) I make no protest
(işte bu yüzden) (karşı çıkmıyorum/itiraz etmiyorum)
(When you say) You will do the rest
(dediğinde/söylediğinde) (gerisini yapacağını/bundan sonrasını ben halledeceğim)
(Go West) Life is peaceful there
(Go West) In the open air
(Go West) Baby you and me
(Batı'ya gitmek) (sevgilim sen ve ben)
(Go West) This is our destiny
(Batı'ya gitmek) (bu bizim kaderimiz)
(Go West) Sun in wintertime
(Batı'ya git) (kışları güneşli/sıcak)
(Go West) We will do just fine
(Batı'ya git) (gayet iyi olacağız/rahat edeceğiz)
(Go West) Where the skies are blue
(Go West, this is what we're gonna do)
There where the air is free
(orası özgürce yaşanılan/dolaşılan yer)
we'll be (We'll be) what we want to be
(olacağız, olmak istediğimiz şey olacağız)
Now if we make a stand
(şimdi mücadele edersek)
we'll find (We'll find) our promised land
(cennetimizi buluruz/cennetimize kavuşuruz)
(I know that) There are many ways
(biliyorum) (bir çok yolu olduğunu)
(To live there) In the sun or shade
(orada yaşamanın) (güneşte veya gölgede)
(Together) We will find a place
(birlikte) (bir yer bulacağız)
(To settle) Where there's so much space
(yerleşmek için) (çok fazla odanın/geniş geniş odaların olduğu)
(Without rush) And the pace back East
(sıkış tıkış olmadan) (ve memleketimiz Doğu'nun temposu olmadan)
(The hustling) Rustling just to feed
(koşuşturmak olmadan) (gayret etmek olmadan sırf/sadece beslenmek için)
(I know I'm) Ready to leave too
(biliyorum) (gitmek için ben de hazırım)
(So that's what) We are gonna do
(işte bu) (Yapacağımız şey)
(What we're gonna do is
Go West) Life is peaceful there
(Go West) There in the open air
(Go West) Where the skies are blue
(Go West) This is what we're gonna do
(Life is peaceful there) Go West
(In the open air) Go West
(Baby, you and me) Go West
(This is our destiny)
Come on, come on, come on, come on
(Go West) Sun in wintertime
(Go West) We will feel just fine
(Go West) Where the skies are blue
(Go West) This is what we're gonna do
(Come on, come on, come on, come on)
(Go West)
---------- --
* to make a stand
= direnmek, direnerek savaşmak/mücadele etmek, karşı durmak
- He refused to accept it anymore and he decided to make a stand.
(Daha fazla kabullenmeyi reddedip direnmeye/karşı koymaya karar verdi.)
- We have to make a stand.
(Direnmeliyiz/karşı koymalıyız.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder