take off (10)
= to prove fatal to; to kill
= ölümüne neden olmak/yol açmak
öldürmek, ortadan kaldırmak
take off phrasal verb |
* Millions were taken off by the Black Plague.
(Kara Veba milyonlarca insanın ölümüne yol açtı.)
(Milyonlarca insan Kara Veba salgınında öldü/can verdi/hayatını kaybetti.)
* The mob took the witness off a week before the trial.
(Çete duruşmadan bir hafta önce tanığı öldürdü/ortadan kaldırdı.)
* John didn't want to have to take off Jack, but he was afraid he might talk.
(John, Jack'i öldürmek zorunda kalmak istemiyordu ama konuşabilir/ötebilir/ispiyonlayabilir/gammazlayabilir diye korkuyordu/endişe duyuyordu.)
* The gang took him off after he spoke to the police.
(Polise konuşmasının/ötmesinin/gammazlamasının ardından çete onu öldürdü/ortadan kaldırdı.)
* The soldiers said that they were trying to take off the snipers.
(Askerler keskin nişancıları öldürmeye çalıştıklarını söylediler.)
* They took off two enemy bombers.
(Düşman askerlerinden iki bombacıyı öldürdüler.)
* A ninja can easily take off people without being detected.
(Bir ninja fark ettirmeden/fark edilmeden insan öldürebilir.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder