22 Eylül 2015 Salı

Çeviri Çalışmaları 3

Çeviri çalışması yaptığım parçaya bu linkten ulaşabilir ve okuma parçasını anlamaya yönelik testleri cevaplayabilirsiniz.


ingilizce iş ilanı eleman aranıyor türkçe
jobs notices iş ilanı english


teen world jobs
(Gençler için işler)


classifieds

(Sarı sayfalar/gazete ilanları/küçük ilanlar)

Babysitter needed
(Çocuk bakıcısı aranıyor.)
We need a babysitter to look after our two boys aged 5 and 7 after school from 4 p.m.-6 p.m., 
(Okuldan sonra/Okul çıkışı akşam 4 ila 6 arası 5 ve 7 yaşlarındaki iki oğlumuzla ilgilenecek çocuk bakıcısı arıyoruz.)
Mon-Fri.
(Pazartesi'den Cuma'ya)
(=from Monday to Friday
£40 a week.
(-ücret- haftada/haftalık 40 pound/sterlin)
Call Mary on 678345211
(Mary'i 678345211 nolu telefondan arayabilirsiniz.)


&&&
Newspaper round before school
(Okuldan/Okula gitmeden önce gazete dağıtımı işi)

We need young people to deliver newspapers on Mon, Wed and Fri mornings.
(Pazartesi, Çarşamba ve Cuma sabahları gazete dağıtacak/dağıtımı yapacak gençler arıyoruz.)
The paper round takes 30 minutes in the village of Clanbrook.
(Clanbrook kasabasında gazete dağıtımı 30 dakika sürüyor/dakikada tamamlanıyor.)
Papers must be delivered before 8 a.m.
(Gazeteler sabah 8'den önce dağıtılmış olmalıdır.)
(Gazetelerin dağıtımı sabah 8'den önce bitmiş olmalıdır.)
and you must have your own bike.
(ve kendinize ait bir bisikletinizin olması gerekmektedir.)

Interested? Ask for more info at Clanbrook post office.
(İlan ilginizi çekti mi? Clanbrook postahanesinden daha fazla bilgi alabilirsiniz.)


&&&
Holiday job
(tatil işi/tatillik iş)

Do you want to earn some extra money this summer?
(Bu yaz fazladan/extra para kazanmak/ekstra bir gelir elde etmek ister miydiniz?)
Do you speak another language?
(Başka bir dil biliyor musunuz/konuşuyor musunuz/Bildiğiniz başka bir dil var mı?)
We need French, Spanish or German speakers to work for us in the City Museum shop Tuesday-Saturday.
(Salı ile Cumartesi günleri arası Şehir Müzesi dükkanımızda çalışacak Fransızca, İspanyolca ya da Almanca konuşabilen/dillerini bilen kişiler arıyoruz.)

Send your CV to citymuseum@shopjob.lkj
(CV'nizi citymuseum@shopjob.lkj adresine e-posta ile gönderiniz.)


&&&
Munchies Cafe
(Munchies Kafe)
Part-Time Work
(Yarı zamanlı iş)
We are looking for breakfast and lunchtime staff to work in our cafe on Saturdays.
(Cumartesi günleri kafemizde kahvaltı ve öğle servisinde çalışacak eleman arıyoruz.)

Come in (8 a.m. - 4 p.m.) or call Bella on 612398745 (after 4 p.m.)
(Gelin görüşelim (sabah 8 ile akşam 4 arası) ya da 612398745 nolu telefondan Bella'yı arayabilirsiniz. (akşam 4'den sonra)

------------ --------------
* to need
= to want, to look for
= istemek, talep etmek, aramak
- I need someone dependable to look after the children while I'm at work.
  (Ben işteyken çocuklara bakacak/çocuklarla ilgilenecek güvenilir birine ihtiyacım var/birini arıyorum.)
- We need a teacher to help this student starting in August.
  (Ağustos ayında başlayacak bir öğrenci için öğretmen arıyoruz.)

* to look after
= to take care of 
  to keep an/one's eye on
= bakmak, ilgilenmek, kollamak, sahip çıkmak, göz kulak olmak
- She looked after the child while I was out.
  (Ben dışarıdayken çocukla ilgilendi/çocuğa baktı.)
- We look after the neighbours' cat while they're away.
  (Onlar yokken komşularımızın kedisine bakıyoruz/kedisi ile ilgileniyoruz.)
- My uncle has been looking after us since my father passed away. 
  (Babam vefat ettiğinden beri/bu yana bizimle amcam ilgileniyor.)
- Their auntie looked after them while their mother was in hospital.
  (Anneleri hastanedeyken onlarla teyzeleri ilgilendi/onlara teyzeleri baktı.)
- I look after the office when my colleagues are away on business.
  (Çalışma arkadaşlarım iş gezisindeyken ofisi ben idare ediyorum/ofisle ben ilgileniyorum/ofise ben bakıyorum.)

* to call someone on (phone number)
= to call/reach someone through/at/on (phone number)
= bir kimseyi nolu telefondan/numaradan aramak
- Please call me on this number.
  (Lütfen beni bu numaradan ara.)
- You can call me on +2348035404891
  (Beni +2348035404891 nolu numaradan arayabilirsin.)

* to deliver
= to distribute, to bring or transport to the proper place or recipient
= dağıtmak, ulaştırmak
- She delivers the mail on my street.

  (Oturduğum caddede postaları o dağıtıyor/teslim ediyor/ulaştırıyor.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder