Learning English With Songs
Goodnight Moon / Shivaree
There's a nail in the door
(kapı çivili/sürgülü)
(kapı sımsıkı kapalı/kilitli)
And there's glass on the lawn
(patiska üzerinde kadeh/bardak duruyor)
Tacks on the floor
(yerlerde de yiyecek kırıntıları var)
And the TV is on
(televizyon da açık)
And I always sleep with my guns
(ve ben silahımla yatıyorum)
When you're gone
(sen yokken/gittiğin zamanlar)
There's a blade by the bed
(yatağımın yanı başında bir bıçak)
And a phone in my hand
(ve elimde bir telefon duruyor)
A dog on the floor
(yerde köpek)
And some cash on the nightstand
(komodinin üstünde de bir miktar para-var/duruyor-)
When I'm all alone the dreaming stops
(yapayalnızken rüya göremiyorum)
And I just can't stand
(ve dayanamıyorum da/buna katlanmak da çok zor)
What should I do I'm just a little baby
(ne yapabilirim ki/elimden ne gelir ki ben daha küçücüğüm)
What if the lights go out and maybe
(ya ışıklar/elektrikler giderse, gidebilir de)
And then the wind just starts to moan
(sonra da rüzgar inlemeye/uğuldamaya başlarsa)
Outside the door he followed me home
(eve kadar peşimi bırakmayıp kapının dışında-ki/bekleyen rüzgar)
Well goodnight moon
(işte böyle, iyi geceler/hoşçakal ay)
I want the sun
(ben güneşi istiyorum)
If it's not here soon
(güneş yakında doğmazsa)
I might be done
(işim bitebilir/halim/durumum çok kötü olabilir)
No it won't be too soon 'til I say
(hayır, öyle hemencecik değil, ben diyene kadar)
Goodnight moon
(iyi geceler/hoşçakal ay)
There's a shark in the pool
(havuzda bir köpek balığı var)
And a witch in the tree
(ağaçta da bir cadı duruyor)
A crazy old neighbour and he's been watching me
(çatlak yaşlı komşum beni izliyor/dikizliyor)
And there's footsteps loud and strong coming down the hall
(koridordan/holden doğru sesli ve güçlü adımlar duyuluyor)
Something's under the bed
(yatağın/yatağımın altındaki şey)
Now it's out in the hedge
(şimdi çitin öbür tarafına geçti)
There's a big black crow sitting on my window ledge
(penceremin pervazında tünemiş büyük siyah bir karga var)
And I hear something scratching through the wall
(ve duyuyorum/sesler geliyor bir şey duvarı tırmalıyor)
Oh what should I do I'm just a little baby
What if the lights go out and maybe
I just hate to be all alone
(yapayalnız olmak hiç hoşuma gitmiyor)
Outside the door he followed me home
(eve kadar peşimi bırakmayıp kapının dışında-ki/bekleyen yalnızlık)
Now goodnight moon
(artık iyi geceler/hoşçakal ay)
I want the sun
If it's not here soon
I might be done
No it won't be too soon 'til I say
Goodnight moon
Well you're up so high
(çok çok yükseklerdesin)
How can you save me
(beni nasıl kurtarabilirsin ki)
When the dark comes here
(buraya karanlık çöktüğünde)
Tonight to take me up
(bu gece beni götürdüğünde)
To my front walk
(evimin önündeki kaldırıma)
And into bed where it kisses my face
(ve yüzüme öpücük kondurduğu yatağıma-götürdüğünde)
And eats my head
(ve başımın etini yediği-yatağıma)
Oh what should I do I'm just a little baby
......
......
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder