take off (2)
= to rise into the air
to begin flight
= (uçak vb) kalkmak, kalkışa geçmek
havalanmak, kanatlanmak, yükselmek
take off phrasal verb |
* A storm prevented the plane from taking off.
(Bir fırtına uçağın kalkmasını/havalanmasını engelledi.)
(Fırtına yüzünden/sebebiyle uçak kalkamadı/havalanamadı.)
* Some ducks took off and flew along the river.
(Birkaç ördek havalanıp/kanatlanıp nehir boyunca uçtu.)
* The eagle took off and headed toward the mountains.
(Bir kartal havalanıp/kanatlanıp dağlara doğru yöneldi/yol aldı.)
* That plane will take off at five.
(Bu uçak saat beşte havalanacak/kalkacak.)
* Please fasten your seat belt, the plane is taking off.
(Lütfen kemerlerinizi bağlayın, uçak kalkıyor.)
* The plane has just taken off.
(Uçak az önce kalktı/hareket etti.)
* We took off and a few minutes later I was asleep.
(Uçağımız kalktı/Havalandık ve birkaç dakika sonra uykuya daldım.)
* The plane took off on time.
(Uçak vaktinde kalktı/havalandı.)
* Arriving at the airport, I saw the plane taking off.
(Havaalanına vardığımda uçağın kalktığını/havalandığını gördüm.)
* The pilot will take off even though there is snow on the runway.
(Pistte kar olsa da/olmasına rağmen pilot kalkış yapacak/kalkışı gerçekleştirecek.)
* It was reported that the plane had taken off one hour later due to the inadequacy of measures.
(Alınan önlemlerin yetersizliğinden dolayı uçağın bir saat geç kalkmış olduğu rapor edildi/bildirildi.)
* The plane took off three hours late.
(Uçak üç saat geç kalktı/havalandı/üç saat rötarla kalktı.)
* The plane took off more than two hours behind schedule.
(Uçak normal saatinden/normalde kalkması gereken saatten iki saatten de daha fazla bir gecikmeyle kalktı.)
* Why hasn't the plane taken off yet?
(Uçak hala niye kalkmadı/kalkmıyor?)
* When should we expect to take off?
(Uçak saat kaçta kalkar diye beklemeliyiz/Uçak saat kaçta kalkar?)
* I like watching planes take off.
(Uçakların kalkışını izlemeyi/seyretmeyi severim.)
* One plane after another took off.
(Uçaklar birbiri arkasına/peş peşe/art arda havalandı.)
* Two jet planes took off at the same time.
(İki jet uçağı aynı anda havalandı.)
* The plane took off and was soon out of sight.
(Uçak havalanıp çok geçmeden gözden kayboldu/görüş alanından çıktı.)
* The plane took off after a short delay.
(Uçak kısa bir gecikmenin/rötarın ardından kalktı.)
* There was an ear-splitting roar as the jets took off.
(Jetler kalkarken/havalanırken kulakları sağır edici/patlatıcı bir gürleme sesi oluştu/duyuldu/ortaya çıktı.)
* The plane could not take off because of a problem with its fuel tanks.
(Uçak yakıt tankındaki bir sorundan/problemden/arızadan dolayı kalkış yapamadı/havalanamadı.)
* I was very nervous as the plane took off.
(Uçak havalanırken/kalkarken çok gergindim.)
* Our plane took off from Narita two hours late, so we missed our flight in Hong Kong.
(Uçağımız Narita'dan iki saat geç kalktığı için Hong Hong uçağımızı kaçırdık/uçuşumuza yetişemedik.)
* The plane took off from Boston airport with more than a hundred holiday-makers on board.
(Yüzün üzerinde/Yüzden fazla tatilciyle Boston Havaalanından kalkan uçak havaalanımıza inmiştir/iniş yapmıştır.)
* The plane will take off for New York at 09.35am.
(New York uçağı sabah saat 09.35'de kalkacak/hareket edecek.)
* The plane has been cleared to take off from runway 3.
(Uçak üç numaralı pistten kalkış izni/müsadesi/oluru aldı.)
* We like to go to the airport and watch the planes take off.
(Havaalanına gidip uçakların kalkışını/havalanışını izlemek/seyretmek hoşumuza gidiyor/izlemeyi seviyoruz.)
* The plane takes off at seven, we have plenty of time for a drink.
(Uçak saat yedide kalkıyor/kalkacak, birşeyler içmek için yeterince/bol bol zamanımız/vaktimiz var.)
* The plane takes off at 9am and it will land in England at 11.25am.
(Uçak sabah dokuzda kalkıyor ve İngiltere'ye öğleden önce 11.25'de inecek/varacak.)
* The plane will take off as soon as the fog lifts.
(Sis kalkar kalkmaz/dağılır dağılmaz/kalktığı/dağıldığı gibi uçak havalanacak/hareket edecek/kalkışa geçecek.)
* A plane waits to take off.
(Bir uçak kalkış/havalanmak için bekliyor.)
* A plane takes off from the runway.
(Bir uçak pistten kalkıyor/havalanıyor/kalkışa geçiyor.)
* A seaplane takes off from the water.
(Bir deniz uçağı sudan/denizden havalanıyor/kalkış yapıyor.)
* A pilot with a terrible fear of heights takes off in small helicopter.
(Feci bir şekilde yükseklik korkusu olan bir pilot küçük helikopter ile havalanıyor/küçük helikopteri uçuşa geçiriyor.)
* Hot air balloons take off into the sky.
(Balonlar gökyüzüne doğru uçuşa geçiyor/yükseliyor/havalanıyor.)
* A bird takes off from the edge of a fountain.
(Bir kuş bir çeşmenin/fıskiyenin kenarından/pervazından uçuyor/havalanıyor.)
* A snowboarder takes off from a snow ramp.
(Bir kar kayakçısı kar rampasından/yamacından havalanıyor/uçuyor.)
* Take off on your summer holidays with XYZ.
(Yaz tatiline XYZ ile uçun.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder