take off (4)
= to reduce price of something
to deduct as a discount
to deduct some amount from some quantity
= indirmek, çıkarmak, düşmek
indirim yapmak
kısaltmak, azaltmak
(puan/not vb) kırmak/düşmek/eksiltmek
take off phrasal verb |
* He took 20 percent off the original price.
(İlk fiyatından yüzde yirmi indirim/iskonto yaptı.)
* I want you to trim my hair, but please don't take off too much.
(Saçımı tıraş ettirmek istiyorum ama lütfen çok fazla kısaltmayın/kısa olmasın.)
* Can you take off just a little at the back, please?
(Sadece arkalardan biraz kısaltabilir misiniz/kısaltın lütfen.)
* Shop early and we'll take off 20 percent.
(Erkenden alın, yüzde yirmi indirim kazanın.)
(Sabah alışverişine yüzde yirmi indirim yapıyoruz.)
* The company has decided to take ten percent off the price of their designer shoes.
(Firma kendi tasarımları olan ayakkabıların fiyatlarını yüzde on düşürmeye karar verdi/fiyatlarında yüzde on indirim yapmaya karar verdi/yapmayı kararlaştırdı.)
* They've taken ten percent off designer frames for glasses.
(Kendi tasarımları gözlük çerçevelerinde yüzde on indirim yaptılar/fiyatı yüzde on düşürdüler.)
* I got to the office five minutes late and they took it off my salary.
(İşe on dakika geç gittim, maaşımdan kestiler/kesinti yaptılar/düştüler.)
* The teacher takes off five points for each mistake on the quiz.
(Öğretmen/Hoca sınavda her yanlışa/yanlış cevaba beş puan kırıyor/her yanlış cevapta beş puan düşürüyor.)
* The test grader takes off a point for every misspelled word.
(Sınavı değerlendiren görevli her yanlış/hatalı yazılmış kelimeye bir puan kırıyor/düşürüyor.)
* When she discovered they had taken 75% off the price of piggy banks, she decided to use her saving to buy a new one.
(Kumbara fiyatlarını yüzde yetmiş beş indirdiklerini duyunca/öğrenince birikimlerinde kullanmak için yeni bir tane almaya karar verdi.)
* You can take 20 percent off everything in the store.
(Mağazada her şeyi yüzde yirmi indirimli alabilirsiniz.)
(Mağazada her şey yüzde yirmi indirimde.)
* They took $3,000 off the original price of the car.
(Arabanın ilk fiyatından üç bin dolar indirim yaptılar.)
* The manager took $10 off the bill.
(Yönetici faturadan yüzde on indirim yaptı/faturayı yüzde on düşürdü.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder