13 Eylül 2015 Pazar

İngilizce Deyimler ve İfadeler 4

take off (4)


= to reduce price of something
    to deduct as a discount
    to deduct some amount from some quantity

= indirmek, çıkarmak, düşmek
    indirim yapmak
    kısaltmak, azaltmak
    (puan/not vb) kırmak/düşmek/eksiltmek


İngilizce indirmek, düşmek, kırmak, kesmek
take off phrasal verb


* He took 20 percent off the original price.
  (İlk fiyatından yüzde yirmi indirim/iskonto yaptı.)

* I want you to trim my hair, but please don't take off too much.
  (Saçımı tıraş ettirmek istiyorum ama lütfen çok fazla kısaltmayın/kısa olmasın.)

* Can you take off just a little at the back, please?

  (Sadece arkalardan biraz kısaltabilir misiniz/kısaltın lütfen.)

* Shop early and we'll take off 20 percent.
  (Erkenden alın, yüzde yirmi indirim kazanın.)
  (Sabah alışverişine yüzde yirmi indirim yapıyoruz.)

* The company has decided to take ten percent off the price of their designer shoes.
  (Firma kendi tasarımları olan ayakkabıların fiyatlarını yüzde on düşürmeye karar verdi/fiyatlarında yüzde on indirim yapmaya karar verdi/yapmayı kararlaştırdı.)

* They've taken ten percent off designer frames for glasses.
  (Kendi tasarımları gözlük çerçevelerinde yüzde on indirim yaptılar/fiyatı yüzde on düşürdüler.)

* I got to the office five minutes late and they took it off my salary.
  (İşe on dakika geç gittim, maaşımdan kestiler/kesinti yaptılar/düştüler.)

* The teacher takes off five points for each mistake on the quiz.
  (Öğretmen/Hoca sınavda her yanlışa/yanlış cevaba beş puan kırıyor/her yanlış cevapta beş puan düşürüyor.)

* The test grader takes off a point for every misspelled word.
  (Sınavı değerlendiren görevli her yanlış/hatalı yazılmış kelimeye bir puan kırıyor/düşürüyor.)

* When she discovered they had taken 75% off the price of piggy banks, she decided to use her saving to buy a new one.
  (Kumbara fiyatlarını yüzde yetmiş beş indirdiklerini duyunca/öğrenince birikimlerinde kullanmak için yeni bir tane almaya karar verdi.)

* You can take 20 percent off everything in the store.
  (Mağazada her şeyi yüzde yirmi indirimli alabilirsiniz.)
  (Mağazada her şey yüzde yirmi indirimde.)

* They took $3,000 off the original price of the car.
  (Arabanın ilk fiyatından üç bin dolar indirim yaptılar.)

* The manager took $10 off the bill.
  (Yönetici faturadan yüzde on indirim yaptı/faturayı yüzde on düşürdü.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder