think outside the box
think out of the box
= to think differently/unconventionally, or from a new perspective
to think in a creative way that is different from usual
= farklı açıdan düşünmek/bakmak/değerlendirmek/yaklaşmak
alışılmış kalıpların/alışılmışın/geleneklerin dışına çıkmak
geniş bir perspektiften bakmak/değerlendirmek/fikir üretmek
alışılmışın dışında kararlar almak/hareket etmek
değişik/farklı çözüm yolları aramak/düşünmek
daha geniş düşünmek
think outside the box |
* You won't come up with good ideas until you think outside the box.
(Farklı açılardan bakmadıkça iyi fikirler bulamazsınız.)
* Let's think outside the box for a minute and try to find a better solution.
(Bir dakikalığına alışılmış kalıpların dışında düşünüp daha iyi bir çözüm bulmaya çalışalım.)
* She is not good at thinking outside the box.
(Kalıpların dışına çıkmayı pek sevmez.)
* You've got to learn to think outside the box, John.
(Farklı açıdan bakmayı öğrenmen lazım John.)
* We try to encourage our researchers to think outside the box.
(Araştırmacılarımızı geleneklerin dışına çıkmaları için cesaretlendiriyoruz/teşvik ediyoruz.)
* We are urging both sides to think outside the box.
(İki tarafa da daha geniş düşünmelerini/olaya daha geniş bir açıdan bakmalarını tavsiye ediyoruz/düşünmeye/bakmaya çağırıyoruz/davet ediyoruz.)
* We need to come up with a really good advertising campaign. Let’s try to think outside the box.
(Çok iyi bir reklam firması bulmamız lazım. Herkesçe bilinen reklam firmaları dışında bir firma bulmaya çalışalım.)
* We need to think outside the box if we are going to come up with something really new.
(Eğer gerçekten de yeni bir şeyler bulacaksak, alışılmış kalıpların dışında düşünmemiz/hareket etmemiz lazım.)
* These guys are incredibly creative - they really know how to think out of the box.
(Bu adamlar inanılmaz yaratıcı adamlar, farklı açıdan düşünmeyi/bakmayı çok iyi biliyorlar.)
* You have to think outside the box and adapt those strategies to your business.
(Daha geniş düşünüp bu stratejileri iş hayatına adapte etmen/uyarlaman gerekiyor.)
* To bring in new members, we have to be willing to try innovative ideas and think outside the box.
(Yeni üyeler kazanmak/Aramıza yeni üyeler katmak için, yenilikçi fikirler bulmaya ve daha geniş düşünmeye hazır olmalıyız.)
* The boss wants some new ideas - it's time to think outside the box.
(Patron yeni fikirler duymak/görmek istiyor, daha geniş düşünmenin/alışılmışın dışına çıkmanın zamanı geldi.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder