30 Aralık 2015 Çarşamba

İngilizce Deyimler ve İfadeler 81

to come down with (something)


= to become sick with some illness, to fall ill
    to catch or show signs of an illness
    to start to suffer from an illness, especially one that is not serious

= hastalanmak, bir hastalığa yakalanmak/tutulmak
    hastalıktan yatağa düşmek

ingilizce hastalanmak hastalığa yakalanmak yatağa düşmek
to come down with English phrasal verb


* Susan came down with a bad cold and had to cancel her trip.
  (Susan ağır bir gribe yakalandı ve seyahatini/gezisini iptal etmek zorunda kaldı.)
  (Susan çok kötü üşütünce/soğuk alınca/baya bir şifayı kapınca gezisini/seyahatini iptal etmek zorunda kaldı.)

* I didn't go to work because I came down with the flu.
  (Nezle/Grip olduğum için/Gribe yakalandığım için işe gitmedim.)

* Since the outbreak of measles, over 30 children have come down with the disease.
  (Kızamık salgını dolayısıyla 30'un üzerinde çocuk hastalandı/hastalığa yakalandı.)

* I think I'm coming down with a cold.
  (Galiba nezle oluyorum/nezleye yakalanıyorum/soğuk algınlığı geçiriyorum.)

* Thomas came down with chickenpox at the weekend.
  (Thomas hafta sonu suçiçeğine yakalandı/suçiçeği oldu/geçirdi.)

* The twins have come down with measles.
  (İkizler kızamıktan dolayı yatağa düştü/İkizler kızamığa yakalandılar.)

* Jon isn’t going to go with us tonight. He thinks he is coming down with the flu.
  (Jon bu akşam bizimle gelmiyor/gelmeyecek. Grip/Nezle olduğunu/Gribe yakalandığını düşünüyor/söylüyor.)

* You sound like you have a sore throat. I hope you don't come down with a cold before your exam.
  (Farenjit olmuşsun gibi duruyorsun. İnşallah/Umarım sınavlardan önce gribe yakalanmazsın/grip olmazsın.)

* I feel like I am coming down with something. I'm going to go to bed early tonight.
  (Sanırım hasta oldum/şifayı kaptım. Bu akşam erkenden yatacağım.)

* I can't come to your party, I’m coming down with a cold.
  (Partiye gelemiyorum, nezle olmuşum/oldum/Soğuk almışım.)

* She came down with a virus.
  (Bir virüse yakalanmış/Bir virüs kapmış.)

* I don't feel very well, I must be coming down with something.
  (Kendimi iyi hissetmiyorum, anlaşılan/öyle görünüyor ki/galiba hasta olmuşum/oldum.)

* Did you come down with a cold often this past winter?
  (Bu geçtiğimiz kış sık sık nezle oldun mu/gribe yakalandın mı?)

* With a scratchy throat and a cough, it feels like I'm coming down with a cold.
  (Boğazımda kaşıntı/gıcıklanma var ve öksürüyorum, öyle görünüyor ki/anlaşılan nezle olmuşum/üşütmüşüm/soğuk almışım.)

* Tom seems to be coming down with a cold.
  (Tom nezleymiş/üşütmüş gibi duruyor/görünüyor.)

* We all came down with the mumps.
  (Hepimiz kabakulak olduk/kabakulağa yakalandık.)

* After being out in the rain, George came down with a cold.
  (Yağmurda dışarıda kaldıktan sonra/kalınca George nezleye/gribe yakalandı.)

* Oh that new disease is terrible. I hope I don't come down with it.
  (Of bu yeni hastalık çok fena/berbat bir şey. İnşallah/Umarım o hastalığa yakalanmam.)

* Cover your mouth when you cough, or we're all gonna come down with a cold.
  (Öksürürken ağzını kapa, yoksa hepimiz nezle olacağız/gribe yakalanacağız.)

* Trinity was sent to the school nurse because she had come down with a fever.
  (Trinity, ateşi olduğu için/soğuk algınlığına yakalandığı için okul revirine sevk edildi/kaldırıldı.)

* Candice Swanepoel has come down with the flu days before the Victoria's Secret Fashion Show.
  (Candice Swanepoel, Victoria Secret defilesine günler kala grip oldu.)

* If you don't wear enough protective clothing during cold weather, you'll come down with something.
  (Soğuk havalarda yeterince koruyucu giysiler giymezseniz, hasta olursunuz/hastalığa yakalanırsınız/şifayı kaparsınız.)

* Martin, do you feel okay? It seems like you're coming down with something.
  (Martin, iyisin değil mi/hasta değilsin değil mi? Sanki hastaymışsın/hasta olmuşsun gibi duruyorsun/görünüyorsun.)

* A: I feel really tired and chilled.
  (Kendimi çok yorgun/bitkin hissediyorum ve üşüyorum.)
  B: You must be coming down with a cold.
  (Nezleye/Gribe yakalanmış olmalısın/Anlaşılan/Öyle görünüyor ki üşütmüşsün.)

* A: You don’t look too good.
  (Çok iyi görünmüyorsun.)
  B: I feel terrible.
  (İyi hissetmiyorum/İyi değilim/Kendimi berbat/çok kötü hissediyorum.)
  A: Are you coming down with a cold?
  (Nezle mi oluyorsun/Soğuk algınlığı mı geçiriyorsun?)
  B: I think so. I’d better buy lots of vitamin C.
  (Sanırım evet/Öyle görünüyor. Bol bol C vitamini alsam iyi olacak.)

* I eat a lot of fresh ginger during flu season because I don't want to come down with anything.
  (Bir hastalığa yakalanmamak/Hasta olmamak için grip mevsiminde bol bol taze zencefil tüketirim.)

* By Friday night Lucy had come down with a terrible illness that kept her feverishly in bed on Saturday, Sunday and Monday.
  (Cuma gecesi Lucy ağır bir hastalığa yakalandı ve hastalık nedeniyle Cumartesi, Pazar ve Pazartesi günleri ateşler içinde yatakta yattı.)

* In my opinion, people who have a poor diet are three times more likely to come down with something more often than people who have a healthy diet.
  (Benim düşünceme göre, sağlıksız beslenenler sağlıklı beslenenlerden üç kat daha fazla hastalığa yakalanma riskine sahiptirler.)

* Imagine the scenario: you are in a foreign country, you do not speak a word of the language and you come down with some mystery illness.
  (Şöyle bir durumun olduğunu/yaşandığını varsay: Yabancı bir ülkedesin, bir kelime bile dillerini bilmiyorsun/konuşamıyorsun ve gizemli bir hastalığa yakalanmışsın.)

* My head hurts, my eyes itch, my nose is running and I’ve got a high temperature. I must be coming down with the flu.
  (Başım ağrıyor, gözlerimde kaşıntı var, burnum akıyor ve ateşim de yüksek. Öyle görünüyor ki/Anlaşılan grip/nezle olmuşum/şifayı kapmışım/üşütmüşüm/soğuk almışım.)

* To avoid coming down with the illness, he recommends that elders, the very young, or caregivers receive flu shots.
  (Hastalığa yakalanmamak için/Hastalıktan korunmak için yaşlıların, gençlerin ve hasta bakıcıların grip aşısı olmalarını tavsiye ediyor/salık veriyor/olmaları tavsiyesinde bulunuyor.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder