4 Aralık 2015 Cuma

İngilizce Deyimler ve İfadeler 58

to come into (1)


= to be left money by somebody who has died
    to inherit; to be given something after its owner dies
    someone who comes into money or property receives it as a result of the death of a relative

= mirasa konmak, mirastan pay almak
    mirasa sahip olmak

ingilizce miras kalmak, mirasa konmak
come into phrasal verb English


* Just after I left university, I came into a bit of money.
  (Üniversiteden ayrıldıktan/Üniversiteyi bıraktıktan hemen sonra miras olarak bir miktar paraya kondum.)

* She came into a fortune when her uncle died.
  (Amcası ölünce/öldüğünde mirasa kondu/ona amcasından miras kaldı/amcasının mirasını aldı.)

* He came into a large inheritance when he was quite young.
  (Daha çok gençken büyük bir mirasa kondu/mirasın sahibi oldu.)

* She came into a bit of money when her grandfather died.
  (Dedesi ölünce/öldüğünde ona bir miktar para miras olarak kaldı.)

* He's just come into some money.
  (Daha yeni ona mirastan para geldi/miras olarak paraya kondu.)

* He will come into a large fortune.
  (Büyük bir servete konacak/Ona büyük bir servet miras kalacak.)

* I came into a little money and bought a house.
  (Miras olarak biraz para kaldı bana, ben de ev aldım.)

* He came into a fortune when he inherited his father's estate.
  (Babasına mirasçı olunca/Babasının varisi olarak servete kondu.)

* She'll come into quite a lot of money when her father dies.
  (Babası öldüğünce/ölünce yüklü bir mirasa/paraya konacak/paranın sahibi olacak/ona yüklü bir para kalacak.)

* She's very rich, so her children expect to come into a lot of money when she dies.
  (Çok zengin biri, bu yüzden çocukları o/anneleri öldüğünde büyük bir mirasa konmayı bekliyorlar/umuyorlar.)

* Do you think Samantha made all that money herself, or do you think she came into a fortune when a wealthy relative died?
  (Sence bu kadar parayı Samantha kendisi mi kazanmıştır yoksa varlıklı/variyetli bir akrabası ölünce ona miras mı kalmıştır?)

* She came into a lot of money when her grandmother died.
  (Ananesi/Babanesi ölünce/öldüğünce ona büyük bir miras/yüklü bir para kaldı/mirasa kondu.)

* She came into a fortune on her 21st birthday.
  (Yirmi birinci yaş gününde/Yirmi birine girdiği gün mirasa kondu/ona miras kaldı.)

* Jon has stopped working since he came into a fortune.
  (Mirasa konduğundan/Ona miras kaldığından beri John çalışmayı bıraktı.)

* She came into a fortune when her uncle passed away.
  (Amcası ölünce/öldüğünde mirasa kondu/amcasından ona miras kaldı.)

* Have you ever come into a large amount of money?
  (Sana hiç büyük bir miras kaldı mı/kaldığı oldu mu/Hiç büyük bir mirasa konduğun oldu mu?)

* My father has just come into a fortune in diamonds.
  (Babama mirastan elmaslar kaldı/Babam miras olarak elmaslara kondu.)

* We came into some money last year. We received an inheritance from my auntie who died in the USA.
  (Geçen sene mirastan bir miktar paramız oldu. ABD'de ölen teyzemin/halamın varisleri olarak aldık.)

* He came into a large sum of money when his aunt died.
  (Halası/Teyzesi ölünce/öldüğünde ona mirastan büyük bir miktar para kaldı.)

* She came into the money from her grandmother when she was a teenager, so she could pay for her university studies herself.
  (Gençken ananesinden/babanesinden ona miras kalmıştı, bu sayede üniversite eğitimi masrafını kendisi karşılayabildi/ödeyebildi.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder