2 Aralık 2015 Çarşamba

İngilizce Deyimler ve İfadeler 57

come across (4)

come across (with)

informal /slang
= 1- to provide/supply something that is needed or wanted
    2- (of a woman) to agree to have sex with someone

resmi olmayan konuşma dili / argo
= 1- (bilgi, para vb) vermek, sağlamak, temin etmek
    2- bir erkekle cinsel ilişkiye girmeyi kabul etmek/istemek

ingilizce para vermek bilgi sağlamak cinsel ilişkiye girmek
come across phrasal verb English


* I hoped she'd come across with some more information.
  (Biraz daha bilgi verebilir diye ummuştum/beklemiştim.)

* They came across with $250 - half the money they owe us.
  (250 dolar verdiler/ödediler, borçlarının yarısını.)

* She has come across with some details.
  (Biraz daha detay/ayrıntı verdi.)

* I hoped he might come across with a few facts.
  (Bir iki bilgi/şey verebilir/sunabilir diye ummuştum.)

* So if they thought she'd come across with some blockbuster testimony, they'd put her up there.
  (Eğer onun davanın seyrini değiştirecek şekilde bir delil sunacağını/şahitlik edeceğini düşünselerdi/bilselerdi, onu hakime/mahkemeye çıkarırlardı/bildirirlerdi.)


* I was surprised when she came across on the first night.
  (İlk gecede/buluşmamızda benimle sevişmesine/bana vermesine şaşırmıştım/sevişmesini beklemiyordum.)

* I had a date at eight with Holly, but she wasn't ready to come across yet.
  (Saat sekizde Holly'le randevum vardı/buluştuk ama henüz sevişmeye hazır değildi/sevişecek kıvama daha gelmemişti.)

* You kiss me as though you're going to come across, but then you say no.
  (Benimle sevişecekmişçesine beni öpüyorsun/benimle öpüşüyorsun ama sonra hayır olmaz/sevişemem diyorsun.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder