Learn English Through News / Haberlerle İngilizce
Sword Attack in Sweden
A man wielding a sword has killed one person and injured four more at a school in Sweden.
Early reports say a teacher died in the attack at the Kronan School in Trollhattan,
which is just north of Sweden's second largest city, Gothenburg.
The local NAL hospital said the four people injured were students who are "young but not kids".
They were taken to hospital and some have serious injuries and are being operated on.
The suspect, who's believed to have been wearing a mask, is in a serious condition after being shot by police.
Authorities say they were initially called to reports of a masked man, armed with a sword, on the premises, and that one person had been attacked at or near the school cafeteria.
learn english news haberlerle ingilizce |
----------------- ---------------
Sword Attack in Sweden
sword= kılıç
attack= saldırı
sword attack= kılıç saldırısı, kılıçlı saldırı
Sweden= İsveç
(İsveç'te Kılıçlı Saldırı)
A man wielding a sword has killed one person and injured four more at a school in Sweden.
to wield= kullanmak, kullanmak üzere elle/eliyle kavrayıp tutmak
* She was confronted by a man wielding a knife.
(Elinde bıçak olan/Bıçaklı bir adam onun önünü kesti/Önü elinde bıçak olan biri tarafından kesildi.)
to kill= öldürmek
* Tetanus continues to kill!
(Tetanos öldürmeye/can almaya devam ediyor.)
person= kişi, şahıs
to injure= yaralamak
* He injured himself mountain climbing.
(Dağa tırmanırken kendini yaraladı.)
four= dört
more= Burada "indefinite pronoun/belgisiz zamir" olarak kullanılmaktadır ve "person/kişi-insan" kelimesinin çoğuluna refer etmektedir.
* More will attend this year than ever before.
(Bu sene hiç olmadığı kadar çok insan katılacak/gelecek.)
* I opened only two bottles but more were in the refrigerator.
(Ben sadece iki şişe açtım ama buzdolabında daha çok şişe vardı/duruyordu.)
school= okul
(Kılıçlı biri İsveç'te bir okulda bir kişiyi öldürüp dört kişiyi de yaraladı.)
Early reports say a teacher died in the attack at the Kronan School in Trollhattan, which is just north of Sweden's second largest city, Gothenburg.
early reports say= İlk gelen haberlere göre, ilk belirlemelere göre
teacher= öğretmen
to die= ölmek, hayatını kaybetmek
* He died during surgery.
(Ameliyat sırasında/esnasında öldü/hayatını kaybetti/can verdi.)
just= hemen
north= kuzey (yön)
second= ikinci
large= büyük
largest= en büyük
city= şehir
(İsveç'in ikinci büyük şehri Gothenburg'un hemen kuzeyinde yer alan Trollhattan'daki Kronan Okulu'nda gerçekleşen saldırıda ilk gelen haberlere göre bir öğretmen öldü/hayatını kaybetti.)
The local NAL hospital said the four people injured were students who are "young but not kids".
local= yerel, bölgedeki
hospital= hastane
to say= açıklamak, söylemek, bildirmek
people= person yani insanın çoğulu
student= öğrenci
young= genç
kid= çocuk
(Yerel NAL hastanesi dört yaralının da çocuk yaşta olmayan/çocuk denilemeyecek/çok da küçük yaşlarda olmayan genç/ergen öğrenciler olduğunu bildirdi/açıkladı.)
They were taken to hospital and some have serious injuries and are being operated on.
they= bir önceki cümledeki "yaralı dört kişiye" refer ediyor.
to be taken to hospital= hastaneye götürülmek/kaldırılmak/sevk edilmek
* The man injured in the accident was taken to the hospital.
(Kazada yaralanan adam hastaneye kaldırıldı/götürüldü.)
some= Yukarıda geçen "more" örneğinde olduğu gibi "indefinite pronoun/belgisiz zamir" olarak kullanılmaktadır ve "yaralı dört öğrenciden bazısı/kimi" anlamındadır.
* Some arrived before dawn.
(Bazıları şafak sökmeden/hava aydınlanmadan vardılar/ulaştılar/geldiler.)
* Some like milk chocolate others prefer bitter chocolate.
(Kimi sütlü çikolatayı severken diğerleri de bitter çikolatayı daha çok seviyor.)
to have serious injuries= ağır/ciddi şekilde yaralanmak/yara almak
to be operated on= ameliyata alınmak, ameliyat olmak
* He decided to be operated on.
(Ameliyat olmaya karar verdi.)
(Hastaneye kaldırılan yaralı öğrencilerden kimisinin yaraları ağırdı ve ameliyata alındılar.)(diyerek hastane yetkilisi açıklamada bulundu.)
The suspect, who's believed to have been wearing a mask, is in a serious condition after being shot by police.
suspect= şüpheli, sanık, zanlı
to be believed to= olduğuna inanılmak, olduğu sanılmak/düşünülmek
* The second offender is believed to be about 50 years old.
(Faillerden ikincisinin elli yaşlarında olduğu sanılıyor.)
to wear a mask= maske takmak
to be in a serious condition= sağlık durumu ağır olmak/ciddiyetini korumak, hayati tehlikesi bulunmak
after= sonucunda, üzerine, dolayı, nedeniyle
to be shot by police= polis tarafından vurulmak
(Maske giydiği/Maskeli olduğu sanılan/düşünülen zanlının polis tarafından vurulmasının ardından sağlık durumu ciddiyetini koruyor.)
Authorities say they were initially called to reports of a masked man, armed with a sword, on the premises, and that one person had been attacked at or near the school cafeteria.
authorities= yetkililer
initially= başta, başında, öncesinde, önceden
to be called to something= telefonla bir şeyin haberi/bilgisi verilmek/gelmek
* Firefighters were called to a blaze at a school.
(İtfaiyeye okulda yangın olduğu haberi verildi/ulaştırıldı.)
reports of= birşeyin ihbarı/bilgisi/raporu/haberi
masked man= maskeli adam/biri
armed with a sword= kılıç taşıyan, kılıçlı
premises= bina çevresi, bina ve arazisi
to attack= saldırmak, saldırıda bulunmak
* Tom attacked him with a baseball bat.
(Tom ona beyzbol sopasıyla saldırdı.)
near= yakını, civarı, çevresi
school cafeteria= okul kantini
(Yetkililer kendilerine en başta okul binası çevresinde maskeli ve kılıçlı bir adamın ihbarının/bilgisinin ulaştığı/geldiği ve o kişinin/şahsın da okul kantini ve civarında saldırı gerçekleştirdiği açıklamasında bulundular.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder