those who english |
* I want to thank those who helped me.
(Bana yardım edenlere/yardımcı olanlara teşekkür etmek istiyorum.)
* Those who possess nothing lose nothing.
(Hiçbir şeyi olmayanın, kaybedecek bir şeyi yoktur.)
* He visits those who are sick.
(O hasta kimseleri ziyaret eder/hastaların ziyaretine gider.)
* Those who missed the test must take it tomorrow.
(Sınavı kaçıranların yarın sınav olmaları/sınava girmeleri gerekiyor.)
* Only those who do nothing don’t make mistakes.
(Sadece/Yalnızca hiçbir şey yapmayanlar/yapmayan insanlar hata yapmazlar.)
* Be kind to those who hate you.
(Seni sevmeyenlere/Senden nefret edenlere karşı nazik/kibar ol/Seni sevmeyenlere sen iyi davran.)
* Throw food at those who throw stones.
(Taş atana sen ekmek at/Sana kötülük yapana sen iyilik yap/Kötülüğe kötülükle karşılık verme.)
* Everyone must obey the rules. Those who don't will be punished.
(Herkes kurallara uymak zorunda. Uymayanlar cezalandırılır/cezalandırılacaktır.)
* Respect to those who talk to you in their free time, but love those who free their time to talk with you.
(Boş vakitlerinde seninle konuşanlara/sohbet edenlere saygı göster, ama seninle konuşmak/sohbet etmek için işini bırakanları sev.)
(Boş vakitlerinde seninle konuşanlar saygını, seninle konuşmak için işini bırakanlar ise sevgini hak ediyor demektir.)
* There are three different types of people in the world: those who can count, and those who can't.
(Dünyada üç tip insan vardır: Sayı sayabilenler ve sayamayanlar.)
* Those who live in houses made of glass mustn't throw stones at the houses of other people.
(Camdan evlerde oturanlar başkalarının evlerine taş atmamalıdır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder