to prefer
= to like, choose, or want one thing rather than another
= tercih etmek, yeğlemek
daha çok beğenmek/istemek
to prefer english |
* When it comes to holidays, I prefer something lazy.
(Tatil konusunda, miskinliği daha çok seviyorum/gezip dolaşmadan tatil yapmayı tercih ediyorum.)
* Do you prefer to cook at home or eat out?
(Evde yemek yapmayı mı yoksa dışarıda yemeyi mi tercih edersin/daha çok seviyorsun?)
* He prefers watching football to playing it.
(Futbol izlemeyi futbol oynamaktan daha çok seviyor.)
* What method of payment do you prefer?
(Ödemeyi nasıl yapmak istersiniz?)
* My wife puts sugar in her coffee, but I prefer mine without it.
(Karım kahvesine şeker koyar/kahveyi şekerli içer ama ben kahveyi şekersiz daha çok seviyorum.)
* I much prefer your hair like that.
(Saçını böyle daha çok seviyorum/Saçın böyle daha çok hoşuma gidiyor.)
* Tom doesn't like swimming in pools. He prefers swimming in lakes and rivers.
(Tom havuzda yüzmeyi sevmiyor. Gölde ve nehirde yüzmeyi daha çok seviyor.)
* I prefer this dictionary because of its helpful examples.
(Faydalı/Kullanışlı örnekler olduğu için bu sözlüğü daha çok beğeniyorum/bu sözlük daha çok hoşuma gidiyor.)
* Even today, most Americans prefer coffee to tea.
(Bugün/Günümüzde bile Amerikalıların çoğu kahveyi çaydan daha çok severler/sevmektedir.)
* You can show them, or hide them if you prefer a clean desktop.
(Onları/Bu simgeleri gösterebilir veya temiz/derli toplu bir masaüstü istiyorsanız gizleyebilirsiniz.)
* Which do you prefer, girls with long hair or girls with short hair?
(Hangisinden daha çok hoşlanıyorsun/Hangisi daha çok hoşuna gidiyor, uzun saçlı kızlar mı yoksa kısa saçlı kızlar mı?)
* This program saves files in the Documents folder, but you can pick another location if you prefer.
(Bu program dosyaları Belgeler klasörü altına/içine kaydeder, ancak dilerseniz başka bir konum seçebilirsiniz.)
* When choosing mineral water, we should prefer that is rich in calcium and magnesium, but low in sodium.
(Maden suyu seçerken, kalsiyum ve magnezyum oranı yüksek, sodyum oranı ise düşük olanı tercih etmeliyiz.)
* I would prefer to discuss the matter in private.
(Konuyu özel olarak/başbaşa konuşmayı/görüşmeyi tercih ederim/isterim.)
* Tom prefers to take a shower in the morning while Mary prefers to take a bath just before going to bed.
(Mary tam yatmadan önce banyo yapmayı tercih ederken Tom sabahleyin duş almayı tercih ediyor.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder