5 Ekim 2015 Pazartesi

İngilizce Deyimler ve İfadeler 25

to look at


= to direct your eyes towards someone or something so that you can see them
    to turn your eyes in a particular direction

= bakmak, seyretmek, göz atmak

ingilizce türkçe bakmak göz atmak
to look at english phrasal verb


* Don't you see the way they look at us?
  (Bize nasıl baktıklarını görmüyor musun/Baksana bize nasıl bakıyorlar?)

* What are you looking at?
  (Sen neye bakıyorsun?)

* She didn't even look at my face.
  (Yüzüme bile/dahi bakmadı.)

* She couldn't look at my face; whence I concluded she was guilty.
  (Yüzüme bakamıyordu; bu yüzden onun suçlu olduğuna karar verdim.)

* He laid down his pen and looked at me.
  (Kalemini elinden bırakıp bana baktı.)

* People looked at her in astonishment.
  (İnsanlar ona şaşkınlık/hayretler içinde baktılar.)

* I bought that shirt we looked at yesterday.
  (Dün baktığımız o gömleği satın aldım.)

* Look at what you've done to me.
  (Bana ne yaptığına bir bak!)

* Would you stop looking at me like that?
  (Bana öyle/o şekilde bakmayı keser misin/bırakır mısın?)

* Look at how white Tom's teeth are.
  (Tom'un dişlerine bak, ne kadar da beyaz!)

* That girl over there is looking at you.
  (Şuradaki kız sana bakıyor.)

* Tom looked through the window at the street.
  (Tom pencereden sokağa/caddeye baktı.)

* She looked at the picture to refresh her memory.
  (Hafızasını tazelemek/Bir şeyler hatırlamak için fotoğrafa baktı.)

* I just spent 20 minutes looking at the orange juice box because it said concentrate.
  (20 dakikamı portakal suyu kutusuna bakarak geçirdim, çünkü kutuda konsantre olun/odaklanın yazıyordu/yazılıydı)
 (20 dakika boyunca portakal suyu kutusuna baktım/bakıp durdum, çünkü kutuda konsantre olun/odaklanın yazıyordu/yazılıydı.)
 (Konsantre olun/Odaklanın yazdığı için 20 dakikamı portakal suyu kutusuna bakarak geçirdim.)
 (Üzerinde konsantre olun/odaklanın yazdığı için portakal suyu kutusuna yirmi dakika baktım.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder