8 Ekim 2015 Perşembe

İngilizce Deyimler ve İfadeler 30

to run on something


= to get its power from electricity etc
    to operate with a particular energy source
    to be something powered

= (enerji kaynağı/yakıt vb) ile çalışmak

ingilizce türkçe benzinle çalışmak elektrikle çalışmak bir şeyle çalışmak
to run on something

* This new car runs on hydrogen.
  (Bu yeni araba hidrojen ile çalışıyor/Bu yeni arabada yakıt olarak hidrojen kullanılıyor.)

* Does your car run on petrol or diesel?
  (Araban benzinle mi, mazotla mı çalışıyor?)
  (Araban benzin mi, mazot mu yakıyor?)
  (Araban benzinli mi, mazotlu mu?)

* Streetcars run on electricity.
  (Tramvaylar elektrikle çalışırlar.)

* The scanner runs on mains electricity and batteries.
  (Tarayıcı elektrik ve pille çalışır.)
  (Tarayıcı, güç kaynağı olarak elektrik ve pil kullanır.)

* Have you ever seen a train runs on steam power?
  (Hiç buhar gücüyle çalışan bir tren gördün mü?)

* This heater runs on natural gas.
  (Bu ısıtıcı doğal gazla çalışır/çalışıyor.)

* This toy car runs on batteries.
  (Bu oyuncak araba birden fazla pille çalışıyor.)

* This lawn mower runs on gasoline.
  (Bu çim biçme makinesi benzinle çalışır/çalışıyor.)

* Most cars run on unleaded fuel.
  (Çoğu araba/Arabaların çoğu/büyük kısmı kurşunsuz benzinle çalışıyor/kurşunsuz benzin yakıyor.)

* I want a car that runs on solar power.
  (Güneş enerjisiyle çalışan bir araba istiyorum.)

* Some calculators run on solar power.
  (Bazı/Kimi hesap makineleri güneş enerjisiyle çalışır/çalışıyor.)

* If your computer is running on battery power, however, Windows will not install updates.
  (Ancak, bilgisayarınız pille çalışıyorsa, Windows güncelleştirmeleri yüklemez.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder