= to bring or direct toward a common center or objective
to focus all one’s attention on a particular object or activity
= konsantre olmak, yoğunlaşmak
odaklanmak, dikkatini bir yere vermek
to concentrate english odaklanmak konsantre olmak |
* Be quiet, I'm trying to concentrate.
(Sessiz ol/olun. Konsantre olmaya/Dikkatimi toplamaya/vermeye çalışıyorum.)
* You're not gonna be able to concentrate in class tomorrow.
(Yarın sınıfta/derslerinde dikkatini toplayamayacaksın/veremeyeceksin.)
* I have to concentrate on university right now.
(Şu an üniversiteye konsantre olmam/yoğunlaşmam lazım/Tüm dikkatimi şu an üniversiteye/okuluma vermem lazım.)
* I can't concentrate on my work. It's too noisy here.
(İşime konsantre olamıyorum/odaklanamıyorum/kendimi veremiyorum. Burası çok gürültülü/Burada çok gürültü var.)
* Let's just concentrate on the job in hand, shall we?
(Sadece elimizdeki işe/başladığımız/üzerinde çalıştığımız işe yoğunlaşalım/işle ilgilenelim/Tüm dikkatimizi sadece elimizdeki işe verelim, tamam mı/olur mu?)
* I tried hard to concentrate, but my mind kept wandering.
(Konsantre olmak/Dikkatimi tamamen vermek için çok uğraştıma ama kafam sürekli dalgındı/kafam/aklım başka yerdeydi.)
* We should concentrate on developing innovative services and products.
(Yenilikçi ürün ve hizmetler geliştirme üzerine yoğunlaşmalıyız.)
(Ağırlığımızı yenilikçi ürün ve hizmetler geliştirmeye vermeliyiz.)
* Don't dwell in the past, don't dream of the future, concentrate on the present moment.
(Geçmişte yaşama/kalma, geleceği hayal etme/geleceğin hayalini kurma, şu ana/şimdiye/bugüne konsantre ol/odaklan.)
* A wake-up meal can help you perform better in school, at work or at play by keeping you more alert, improving your ability to concentrate and retain information.
(Sabah kahvaltısı, sizi daha canlı/atik tutarak ve konsantre olma/dikkatini toplama ve bilgileri akılda tutma/unutmama yeteneğinizi geliştirerek okulda, işte ya da oyunlarda daha başarılı olmanıza yardımcı olur.)
* ClearType smooths the appearance of letters so readers can focus on ideas rather than having to concentrate on the display.
(ClearType, okuyucuların ekrandan çok metinde geçen fikirlere/düşüncelere odaklanabilmesi için harflerin görünümünü düzeltir.)
* I just spent 20 minutes looking at the orange juice box because it said concentrate.
(20 dakikamı portakal suyu kutusuna bakarak geçirdim, çünkü kutuda konsantre olun/odaklanın yazıyordu/yazılıydı)
(20 dakika boyunca portakal suyu kutusuna baktım/bakıp durdum, çünkü kutuda konsantre olun/odaklanın yazıyordu/yazılıydı.)
(Konsantre olun/Odaklanın yazdığı için 20 dakikamı portakal suyu kutusuna bakarak geçirdim.)
(Üzerinde konsantre olun/odaklanın yazdığı için portakal suyu kutusuna yirmi dakika baktım.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder