to go by (1)
to be anything to go by
= to base an opinion, decision, or judgment on something
to use as a basis for forming an opinion or judgment
= ..e bakarak bir hükme varmak
göre hareket etmek/hüküm vermek
...doğrultusunda belirlemek
to go by phrasal verb English |
* It's wise not to go only by appearances.
(Sadece görünüşe bakarak bir hükme varmak akıllıca bir şey/davranış değildir/olmaz.)
* If the two trailers are anything to go by it should be a masterpiece.
(Eğer sadece -yayınlanan- iki fragmanına bakacak olursak, film bir şaheser olmalı/olması gerek/film bir şaheser gibi duruyor/gözüküyor.)
* Going by her clothes, she must be very rich.
(Giyimine bakılırsa çok zengin biri olmalı.)
* If past experience is anything to go by, they'll be late.
(Eğer sadece geçmiş tecrübelerimize/Daha önceki deneyimlerimize bakarsak, yine/bugün de geç kalacaklar/vaktinde gelmeyecekler diyebiliriz.)
* Going by my watch, it's nearly six o'clock.
(Benim saatime göre/bakarsak saat hemen hemen altı denilebilir.)
* If her smile is anything to go by, I think she likes me.
(Eğer sadece gülümsemesine bakacak olursak, sanırım/bence beni seviyor/benden hoşlanıyor/bana karşı boş değil.)
* It's never very wise to go by appearances.
(Görünüşe/Dış görünüşe bakarak hareket etmek asla pek akıllıca bir şey değildir.)
* If the first story is anything to go by, the stories are bleak and depressing.
(Şayet sadece ilk hikayeye/hikayesine bakıp bir şey söyleyecek olursak, hikayeleri iç karartıcı ve moral bozucu.)
* If his bad attitude is anything to go by, then he is an awful person.
(Şayet sadece onun kötü/kaba davranışından hareket edersek/edecek olursak, o halde onun kötü/fena bir insan/kişi olduğunu söyleyebiliriz.)
* If today's teenagers are anything to go by, then heaven help the next generation.
(Sadece bugünün gençliğine bakarsak, öyleyse Allah gelecek neslin yardımcısı olsun/öyleyse gelecek neslin işi çok zor.)
* What do you go by when you're deciding whether or not to employ someone?
(Bir insanı işe alıp almamaya karar verirken neye göre hareket ediyorsun/nelere bakıyorsun?)
* Going by what she said yesterday, I would say she's about to resign.
(Onun dünkü sözlerine/konuşmasına bakılırsa/bakacak olursak, bence istifa etme aşamasında.)
* If past experience is anything to go by, he'll completely ignore our suggestions and then change his mind at the last minute.
(Şayet sadece geçmiş tecrübelerimize bakacak olursak, yine önerilerimize hiç kulak asmayacak ve ardından da son dakikada fikrini değiştirecektir.)
* If my taste in pastas are anything to go by, this has got to be one of the best pastas I've tried hands down.
(Makarna damak tadıma/gurmeliğime bakacak olursam/bakılırsa, bu makarnanın hiç tartışmasız/açık ara bugüne dek yediğim en iyi makarnalardan biri olduğunu söyleyebilirim.)
* If the forum rules are anything to go by, I am sure your posts will be deleted.
(Forum kurallarına bakacak olursak/hareketle, yayınlarının silineceğinden eminim.)
* If his past plays are anything to go by, this should be a play worth watching.
(Önceki/Geçmiş maçlarına bakılırsa/bakacak olursak, bu izlenmeye değer bir maç olmalı/gibi görünüyor.)
* A: Do you think Mary likes me?
(Sence Mary beni seviyor mu/benden hoşlanıyor mu?)
B: Well, yesterday she asked me your name, if that's anything to go by.
(Dün bana senin adını sormuştu, eğer bu bir anlam ifade ediyorsa/eğer bundan bir anlam çıkarmamız gerekiyorsa.)
* A: When is the next train to London?
(Bir sonraki Londra treni kaçta geliyor/gelir?)
B: Well, if previous trains are anything to go by, it will be half an hour late.
(Önceki trenlere bakacak olursak/bakılırsa, yarım saat gecikecek gibi duruyor.)
* If the experience of earlier Asian economic miracles like Japan and South Korea is anything to go by, China should carry on growing at this hectic pace for another twenty or thirty years.
(Japonya ve Güney Kore gibi Asya'da görülen daha önceki ekonomik mucizelere bakacak olursak, Çin bir yirmi ya da otuz yıl daha yoğun tempoda büyümeye devam edecekmiş gibi duruyor/devam edeceğini söyleyebiliriz.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder