= a word of praise: Congratulations! That's great! Well done!
used to show approval for someone's success or good luck
to be pleased about someone's success or good luck
a rude way of saying "I don't care."
= aferin, brova, tebrikler, kutlarım
senin adına sevindim, çok sevindim, iyi etmişsin/yapmışsın, iyi olmuş
ne güzel işte, aa ne güzel, istediğin olmuş işte
hayırlı/hayırlısı olsun
alaycı bir şekilde ilgilenmeme/umursamama ifadesi
aman ne güzel, bana ne bundan, çok da umurumdaydı
good for you English expression İngilizce |
* You passed your exam - good for you!
(Sınavını geçmişsin, aferin/tebrikler/kutlarım seni.)
good for you English expression İngilizce |
* A: I'm taking my driving test next month.
(Gelecek ay ehliyet sınavına gireceğim/giriyorum.)
B: Good for you!
(Hayırlısı olsun/Ne güzel!)
* A: I finally changed my job last month. You know how much I hated it.
(Sonunda geçen ay işimi değiştirdim. İşimden ne kadar nefret ederdim biliyorsun.)
B: Really? Good for you.
(Gerçekten mi? Hayırlı olsun.)
good for you English expression İngilizce |
* A: I just got a raise.
(Zam aldım/Maaşıma zam yapıldı.)
B: Good for you!
(Ne güzel/Senin adına sevindim/Hayırlı olsun.)
* A: Why don't you service your car?
(Arabanı niye servise/tamire götürmüyorsun?/Arabanı servise/tamire götürsene!)
B: I will do it in the evening.
(Akşam götüreceğim.)
A: It might break down any moment now.
(Her an bozulabilir/arızalanabilir/yolda kalabilir.)
B: Yeah, I know. My dad finally broke down and gave me some money to get it fixed.
(Evet, biliyorum/haklısın/doğrusun. Babam sonunda inadını kırdı/Babamı sonunda ikna edebildim ve bana arabayı yaptırmam için biraz para verdi.)
A: Good for you!
(Ne güzel işte/Aferin sana/İstediğin olmuş işte.)
* A: I was the class president of my university.
(Üniversitede sınıf başkanıydım/temsilcisiydim.)
B: Good for you.
(Aman ne güzel/Aman öğrendiğim iyi oldu/Bana ne bundan.)
good for you English expression İngilizce |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder