20 Şubat 2016 Cumartesi

İngilizce Deyimler ve İfadeler 97

cabin fever 


= bored or restless feeling from being inside too long
    boredom caused by confinement
    the feeling of being angry and bored because you have been inside for too long

= uzun süre kapalı bir mekanda kalmaktan kaynaklanan sıkıntı/bunalım
    kapalı yer korkusu/bunalımı
    uzun süre evde kalmaktan/dışarı çıkamamaktan ötürü ateş basma/daral gelme/ıkıntı basma/bunalma

ingilizce kapalı mekan korkusu bunalımı
cabin fever English expression


* I have cabin fever.
  (Kapalı yerde çok fazla duramıyorum/Kapalı yer korkum var/Kapalı yerde biraz fazla durunca bunalıyorum hemen.)

* I'm getting cabin fever in here. Let's go out.
  (Burada daral gelmeye başladı/bunalmaya başladım. Hadi dışarı çıkalım.)

* She suffered from cabin fever during the long winter.
  (Uzun kış mevsimi boyunca içeride/evde tıkalı kalmaktan bunaldı/dışarı çıkamamak onu bunalttı.)

* I had cabin fever after my knee surgery because I had to stay in bed for two weeks.
  (Dizimden ameliyat olduktan sonra iki hafta yatmak zorunda kaldığımdan acayip bunaldım/daral geldi.)

* Recognizing cabin fever is the best way to deal with it.
  (Kapalı mekan korkusunun farkında olmak/Kapalı mekanda kalmaktan korktuğunu kabul/itiraf etmek onunla baş etmenin en iyi yoludur.)

* Having a moody housemate is another waf of getting cabin fever.
  (Karamsar/Bedbin/Bunalım bir kimseyle aynı evi paylaşmak kapalı mekanda uzun süre durmaktan rahatsız olmaya yol açan bir diğer nedendir.)

* Like many people, you may experience cabin fever during the winter months.
  (Bir çok insan gibi, siz de kış aylarında içeride/evde tıkılıp kalmaktan/dışarıya çıkamamaktan bunalabilirsiniz.)

* Mark's new girlfriend loves the outdoors. She gets cabin fever if she stays inside for too long.
  (Mark'ın yeni kız arkadaşı dışarıda/açık havada vakit geçirmeyi/takılmayı çok seviyor. Kapalı mekanda çok uzun süre kalırsa bunalıyor/sıkılıyor/ateş basıyor/huysuzlanıyor.)

* The rain had kept me indoors all weekend and I was beginning to get cabin fever.
  (Yağmur yüzünden bütün hafta sonu içeride tıkılıp kalınca daral gelmeye başladı/bunalmaya başladım.)

* "People in those areas get cabin fever in the winter and want to get out during the warm months," he says.
  (Bu bölgedeki insanların kışın dışarıya çıkamamaktan bunaldıklarını ve sıcak yaz aylarının gelmesini istediklerini söyledi.)

* I have cabin fever so bad from being stuck inside the house with my stupid brothers and sisters all winter long!
  (Bütün kış boyunca sersem kardeşlerimle evin içinde tıkılıp kalmaktan daral geldi/bunaldım.)

* People around those who suffer from cabin fever should know the symptoms so they could give them the necessary aid.
  (Evin içinde tıkılıp kalmaktan muzdarip olan yöre insanları bu rahatsızlığın belirtilerini bilirlerse/tanırlarsa ihtiyaç duydukları/gereken yardımı/desteği alabilirler.)

watch/izle by englishcentral cabin-fever

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder