English Through Movies
Filmlerle İngilizce
Let's Talk-08
A: I want to call him.
B: Jeff! What are you going to do?
A: Don't worry, Mia.
Aaron won't even know it's me.
B: Honey, aren't you a little old to make prank calls?
A: These aren't prank calls.
They're tests.
------------- -----------
* to want to do sth= yapmak istemek
- Did he say why he wanted to see me?
(Beni neden görmek istediğini söyledi mi/Benimle niye görüşmek istediğini söyledi mi?)
* to call someone= telefon etmek, telefonla aramak, telefon açmak
- Did anyone call me?
(Beni arayan oldu mu/Beni kimse aradı mı?)
* to do= yapmak
* There is nothing I can do.
(Yapabileceğim hiçbir şey yok/Elimden bir şey gelmez.)
* to worry= merak etmek, endişelenmek, kaygılanmak, tedirgin olmak
- I didn't mean to worry you.
(Sizi endişelendirmek istememiştim. Amacım/Niyetim sizi endişelendirmek değildi.)
* even= bile, hatta, dahi, ifadeyi güçlendirme vurgusu
- They even served champagne at breakfast.
(Kahvaltıda şampanya bile vardı/servis ettiler.)
* to know= bilmek, anlamak, fark etmek, farkına varmak
- Do you know how to use this?
(Bunun nasıl kullanılacağını/kullanıldığını biliyor musun?)
* honey= tatlım, hayatım, canım
* old= yaşlı
* prank call= telefon şakası
* to make prank call= telefon şakası yapmak, birini telefonda işletmek
* test= test, sınav, deneme, denetim
------------- -----------
A: Onu aramak istiyorum.
B: Jeff! Ne yapacaksın ki?
A: Merak etme, Mia.
Aaron arayanın ben olduğumu/benim aradığımı anlamayacak bile.
(Aaron arayanın ben olduğumun/benim aradığımın farkına bile varmayacak.)
B: Canım/tatlım/hayatım, telefon şakası yapmak/birini telefonda işletmek için biraz fazla yaşlı değil misin?
A: Bu telefon şakası değil/Bu telefon şakası sayılmaz/Buna telefon şakası denmez.
Buna test/deneme denir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder