1 Ekim 2017 Pazar

Çeviri Çalışmaları 99

English Through Videos 

Videolarla İngilizce


Social Conversations in English-4


A: Nice to meet you. I'm your new neighbor.
B: Nice to meet you. Your face looks familiar to me. Let me see.
   Oh, you're Kate, the youngest daughter of Green.
A: Yes, I am. May I have your name?
B: My name is Jack Chen.
A: Oh, you're the best friend of my father?
B: Exactly.
A: I have heard a lot about you.
B: I hope it's not the bad things about me. How is your father?
A: He is so fine.
B: Send my best wishes to him.
A: Thank you very much.
------------ ------------
* nice to meet you= tanıştığımıza memnun oldum (kendini tanıtmaya başlama ifadesi, merhaba/selam manasında)
* new= yeni
* neighbor= (neighbour) komşu
* face= yüz, surat, sima
* to look= görünmek, gözükmek, durmak, benzemek
- Judging by her letter, she looks to be the best person for the job.
  (Mektubuna/CV'sine/Evraklarına bakacak olursak/bakılırsa, iş için en uygun kişi olduğu gözüküyor.)

* familiar= tanıdık, aşina
* to look familiar= tanıdık gelmek, yabancı gelmemek, gözü bir yerden ısırmak
* to see= görmek, bakmak, düşünmek, hatırlamaya çalışmak
* let me see= bir bakayım, bir düşüneyim, dur/bekle hatırlayacağım
- Let me see- how does that song go?
  (Dur bakayım, o şarkı nasıldı?)

* young= genç
* youngest= en genç, (yaşça) en küçük/ufak
* daughter= kız çocuğu
* to have= almak, elde etmek
* best friend= en iyi/yakın/samimi arkaadaş, kanka
* father= baba
* exactly= aynen öyle, çok doğru
* to hear= duymak, işitmek
- I've never heard such rubbish.
  (Hiç böyle saçma şey duymamıştım.)

* a lot= çok, pek, hayli (şey)
* about= hakkında, ile ilgili
* to hope= ummak, ümit etmek
* I hope= umarım, inşallah
* bad= kötü, fena
* thing= şey
* so= çok
* fine= iyi
* to send= göndermek, yollamak
* best= en iyi (good-better-best)
* wish= dilek
* to send one's best wishes= en iyi/içten dileklerini iletmek/sunmak
------------- -----------
A: Merhaba. Ben yeni komşunuzum.
B: Merhaba. Yüzünüz tanıdık geliyor/yabancı gelmiyor. Dur bakayım/Bir düşüneyim.
   Oh, sen Kate'sin, Green'in en küçük/ufak kızı.
A: Evet, benim/doğru. İsminizi alabilir miyim/öğrenebilir miyim/Sizin isminiz neydi?)
B: İsmim Jack Chen.
A: Siz babamın en iyi arkadaşı değil misiniz?
B: Aynen öyle.
A: Hakkınızda/Sizinle ilgili çok şey duydum.
B: Umarım hakkımda kötü şeyler duymamışsındır. Baban nasıl?
A: Çok iyi.
B: Ona selamlarımı ilet/söyle.
A: Çok teşekkür ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder