15 Eylül 2016 Perşembe

Çeviri Çalışmaları 38

English Through Movies

Filmlerle İngilizce


Noah-1



- I can help you get away.
--------- ---------
* can: ..ebilmek (imkan, olanak ifade eden modal)
- Some turtles can live for hundreads of years.
  (Bazı kaplumbağalar yüzlerce yıl yaşayabilir.)

* to help someone do sth: (birinin bir şey yapmasına) yardım etmek, yardımcı olmak
- Our teacher helped me improve English.
  (Öğretmenimiz İngilizcemi geliştirmeme/ilerletmeme yardım etti.)

* to get away: kaçmak
- By the time the police arrived, the robbers had got away.
  (Polis gelene kadar hırsızlar/soyguncular kaçtı.)
--------- ---------
- Kaçmana yardım edebilirim/yardımcı olabilirim.

instagram: tıklayınız

7 Eylül 2016 Çarşamba

Çeviri Çalışmaları 37

English Through Movies

Filmlerle İngilizce


Secret Life of Pets-3



- Who are you, guys?
- Who are we? Who are we? We are The Flushed pets.
  Thrown away by our owners and now we’re out for revenge.
  It's like a club but with biting and scratching.
--------- ---------
* guys: beyler, çocuklar, arkadaşlar
- See you guys later.
  (Sonra görüşürüz arkadaşlar/beyler.)

* flushed: öfkeden yüzü kızarmış, coşkun, öfkeli, kızgın

* pet: evcil hayvan

* to throw away: atmak
- Do you throw away your old clothes?
  (Eski kıyafetlerinizi atar mısınız/atıyor musunuz?)

* to be thrown away: atılmak
- I want this stuff (to be) thrown away.
  (Bu şeyin/Bunun atılmasını istiyorum.)

* by: tarafından

* owner: sahip

* to be out for sth: bir şeyin peşinde olmak, bir şeyi elde etmeye çalışmak, elde etmeyi amaçlamak
- Don't trust him: he's out for your money.
  (Ona güvenme, o senin paranın peşinde.)

* revenge: intikam

* to be out for revenge: intikam peşinde olmak, intikam almayı istemek
- I'm not out for revenge.
  (İntikam peşinde değilim/İntikam kovalamıyorum/aramıyorum.)

* to be like sth: bir şey gibi olmak, bir şeye benzemek
- Trust is like an eraser: it gets smaller and smaller after every mistake.
  (Güven silgi gibidir/silgiye benzer, her hatadan sonra biraz daha/gitgide/gittikçe azalır.)

* club: kulüp, dernek, birlik

* but: ama, fakat

* to bite: ısırmak

* biting: ısırma

* to scratch: tırmalamak

* scratching: tırmalama
--------- ---------
- Siz kimsiniz beyler?
- Biz kim miyiz? Biz kim miyiz? Bizler kızgın evcil hayvanlarız.
  Sahiplerimiz tarafından dışarı atıldık ve şimdi de intikam almanın peşindeyiz.
  Bu bir kulüp gibi bir şey ama bu kulüpte ısırma ve tırmalama var.

for instagram: tıklayınız

Çeviri Çalışmaları 36

English Through Movies

Filmlerle İngilizce


Modern Family-1



- Oh, we can learn so much from the children.
--------- ---------
* can: ..ebilmek, (imkan, olanak ifade eden modal)
- I can put you up.
  (Sizi/Seni misafir edebilirim.)
  (Seni evimde ağırlama/misafir etme imkanım/olanağım var.)

* to learn: öğrenmek
- How did you learn to cook so well?
  (Böyle güzel/Bu kadar güzel yemek yapmayı nasıl öğrendin?)

* so much: çok fazla

* from: ..den, ..dan

* child: çocuk

* children: çocuklar
--------- ---------
- Çocuklardan çok fazla şey öğrenebiliriz.

for instagram: tıklayınız

1 Eylül 2016 Perşembe

Çeviri Çalışmaları 35

English Through Movies

Filmlerle İngilizce


Secret Life of Pets-2



- What are you doing?
- Oh, who, me? What am I doing? Nothing. I'm a cute little doggie, I ...
  Katie knows I wouldn't do anything like this.
- Oh no no no no!
  This could only be the work of a dangerous stray.
--------- ---------
* to do: yapmak
* nothing: hiçbir şey
* cute: sevimli, şirin, cici
* dog: köpek
* doggie: (= doggy) köpekçik, küçük köpek, küçük süs köpeği
* to know: bilmek
* anything: bir şey, herhangi bir şey
* like this: böyle, bunun gibi, öyle
* could: ihtimal, olasılık bildiren modal
* only: sadece, bir tek, yalnızca, olsa olsa

* the work of: ..lık bir iş, ..nın eseri, ..nın işi, ..nın yaptığı/yapacağı bir iş, ..ya göre bir iş
- The riots were the work of political agitators.
  (İsyanlar siyasi provokatörlerin işiydi/İsyanlarda siyasi provokatörlerin parmağı vardı.)

* dangerous: tehlikeli
* stray: sokak hayvanı, başıboş hayvan

--------- ---------
- Ne yapıyorsun?
- Kim, ben mi? Ne mi yapıyorum? Hiçbir şey. Ben küçük cici bir köpek yavrusuyum.
  Katie benim böyle bir şey yapmayacağımı bilir.
  Bu sadece tehlikeli bir sokak hayvanının işi olabilir.

for instagram: tıklayınız