28 Temmuz 2017 Cuma

Çeviri Çalışmaları 89

English Through Movies 

Filmlerle İngilizce


Let's Talk-15

A: Hi, Claire.
   It’s a beautiful day, isn’t it?
B: It’s not beautiful. It’s terrible!
A: What’s wrong?
B: Someone ran into my car.
   I can’t drive it for two weeks!
A: That is terrible.
B: I know.
------------ -----------
* wrong= yanlış, hata, sorun, problem
* to run into= (arabayla vb) çarpmak, vurmak, toslamak, bindirmek
- Two cars ran into each other this morning.
  (Bu sabah iki araba birbiriyle çarpıştı.)

* to drive= araba sürmek, araba kullanmak
- Have you ever driven a truck?
  (Hiç kamyon kullandın mı/sürdün mü?)

* for= boyunca, süresince
* I know= aynen, bence de, katılıyorum, haklısın
------------- -----------
A: Merhaba Claire.
   Ne güzel bir gün, değil mi?
B: Güzel bir gün değil. Berbat bir gün.
A: Ne oldu/Neyin var/Sorun ne?
B: Biri arabama çarptı/arabama çarptılar.
   İki hafta boyunca arabamı süremem/arabasızım/arabasız kaldım.
A: Kötü olmuş/işin zor.
B: Aynen/Bence de.

27 Temmuz 2017 Perşembe

Çeviri Çalışmaları 88

English Through Movies 

Filmlerle İngilizce


Let's Talk-14


A: I can't believe Becca told people to call me!
B: Aaron, Ron just called my cell phone.
A: No, he didn't.
B: Yes, he did.
   Look at the caller ID!
   He wants to know why you just hung up on him.
------------ -----------
* to believe= inanmak, düşünmek, sanmak, zannetmek, tahmin etmek
* I can't believe= inanamıyorum, çok şaşırdım, aklıma gelmezdi, beklemezdim, ummazdım, tahmin etmezdim
* to tell someone to do sth= birine bir şey yapmasını söylemek, yapma emrini/talimatını vermek
- I told him to go home.
  (Ona eve gitmesini söyledim.)

* person= kişi, insan
* people= insanlar
* to call= telefonla aramak, telefon etmek, telefon açmak
* just= az önce, demin
* cell phone= cep telefonu
* to look at= bakmak, kontrol etmek
- He turned and looked at her.
  (Dönüp ona baktı.)

* caller= arayan kişi
* ID= (= identity) kimlik
* caller ID= arayan kişinin numarası
* to want to do sth= yapmak istemek
* to know why= nedenini bilmek, öğrenmek
* to hang up on someone= telefonu suratına/yüzüne kapamak
- I was so angry I hung up on her while she was talking.
  (Öyle kızdım ki o konuşurken telefonu yüzüne kapattım.
------------- -----------
A: Becca'nın insanlara beni aramasını söylemesine inanamıyorum.
B: Aaron, az önce Ron beni cepten aradı.
A: Hayır, aramadı.
B: Evet, aradı.
   Arayan numaraya/arayanın ismine/gelen aramaya bak!
   Az önce/demin neden telefonu suratına/yüzüne kapattığını öğrenmek istiyor/sordu.

26 Temmuz 2017 Çarşamba

Çeviri Çalışmaları 87

English Through Movies 

Filmlerle İngilizce


Let's Talk-13


A: I can't believe you had all those people call me.
B: Well, you did a good job!
A: Great!
   Thank you for calling The Net Cafe.
   What? Ron?
   Hah! Is this Jeff? Nick? Goodbye!
B: You got another prank call? Funny!
------------ -----------
* to believe= inanmak, düşünmek, sanmak, zannetmek, tahmin etmek
- I don't care what you believe!
  (Neye inandığın umrumda değil!)

* I can't believe= inanamıyorum, çok şaşırdım, aklıma gelmezdi, beklemezdim, ummazdım, tahmin etmezdim
- I can't believe I never noticed that before.
  (Bunu daha önce fark etmemiş olmama inanamıyorum.)
  (Nasıl bunu daha önce fark edememişim, aklım almıyor/çok şaşkınım.)

* to have someone do something= birisine bir şey yaptırmak
- I had my brother carry my bag.
  (Çantamı kardeşime taşıttım.)

* person= insan
* people= insanlar
* to call= telefonla aramak, telefon etmek
* to do a good job= iyi/güzel/başarılı iş çıkarmak, bir işi/çalışmayı vs başarıyla tamamlamak
- I know you will do a good job.
  (Başaracağını biliyorum/Başaracağına inanıyorum/Başaracağından eminim.)

* great= harika, çok güzel
* another= başka, başka bir, bir tane daha
* prank call= telefon şakası
* to get prank call= telefon şakası yapılmak, telefonda işletilmek
* funny= garip, ilginç, tuhaf
------------- -----------
A: Nasıl bütün bu insanlara beni aratırsın, çok şaşırdım/inanamıyorum.
B: Çok başarılıydın/iyi iş çıkardın.
A: Aman ne güzel/Harika/Çok sevindim!
   The Net Cafe'yi aradığınız için teşekkürler.
   Kim? Ron mu?
   Çok komik! Jeff sen misin? Nick? Hoşçakal!
B: Sana bir telefon şakası daha mı yapıldı? Garip/İlginç/Allah Allah!