English Through Movies
Filmlerle İngilizce
Let's Talk-11
A: So you, Jeff and Mia all called Aaron?
But he didn't know it was you?
B: Right.
C: Aaron told me the cafe phone rang a lot last night.
Now I know why!
A: I can't believe you three made prank calls!
B: They weren't prank calls.
I wanted to test Aaron to see how he answers the phone.
------------- -----------
* so= demek, yani, şey, hımm (konuşmaya-özelikle soru cümlesine- giriş ifadesi)
* to call= telefonla aramak, telefon etmek
* to know= bilmek, anlamak, fark etmek
* to tell= söylemek, anlatmak
* to ring= telefon çalmak
* to believe= inanmak
* I can't believe= inanamıyorum, çok şaşırdım, aklıma gelmezdi, beklemezdim, ummazdım, tahmin etmezdim
- I can't believe you're trying to bribe me.
(Bana nasıl rüşvet vermeye çalışırsın/kalkarsın, inanamıyorum/çok şaşırmış haldeyim.)
* prank call= telefon şakası
* to make prank call= telefon şakası yapmak, birini telefonda işletmek
* to want to do sth= yapmak istemek
* to test= test etmek, sınamak, kontrol etmek
* to see= görmek, bakmak, kontrol etmek, öğrenmek
* to answer the phone= telefona bakmak, telefona cevap vermek, telefonu açmak
------------- -----------
A: Demek sen, Jeff ve Mia hepiniz birden/üçünüz de Aaron'ı aradınız ha?
Ama o sizin olduğunuzu/aradığınızı/arayanın siz olduğunu anlamadı ha?
B: Evet/doğru/aynen.
C: Aaron bana dün gece kafenin telefonun çok çaldığını/arandığını/kafeyi çok arayanın olduğunu söylemişti.
Şimdi nedenini anlıyorum/anladım.
A: Siz üçünüzün telefon şakası yaptığına inanamıyorum/yapmasına çok şaşırdım.
B: Ona telefon şakası denmez/Telefon şakası değildi onlar.
Aaron'ın telefonlara nasıl baktığını/cevap verdiğini görmek/anlamak için onu test etmek/sınamak istedim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder